top of page

Blog

Neden Aç Olmadığımız Halde Yiyoruz?

  • Uzm.Dyt.Burcu Üner
  • 26 Eki
  • 4 dakikada okunur

Duygusal Yeme
Neden Aç Olmadığımız Halde Yiyoruz?

Hiç içinde kontrol edemediğin bir yeme dürtüsüyle kendini mutfakta bulduğun oldu mu?


Akşam yemeğini gayet iyi yediğin halde bir anda abur-cubur çekmecesinin önünde durursun.


Önce biraz tatlı, sonra biraz tuzlu, sonra yine tatlı…

Ve bu döngü neredeyse miden bulanana kadar devam eder.


Sonra pişmanlık, suçluluk, “bir daha asla” sözü…

Ama ertesi gün aynı senaryo tekrar yaşanır.


Peki neden oluyor bu?

Aslında bunun yanıtı beyinde, hormonlarda ve duygularda gizli.


Beyinde Neler Oluyor?


Dopamin sistemi beyinde tatlıya uzanan ödül yolu illüstrasyonu, duygusal yeme kavramı

Yeme davranışını yöneten sistemler yalnızca “açlık” sinyalleriyle ilgili değildir.

Beyinde hem fizyolojik açlığı hem de haz alma isteğini yöneten farklı merkezler bulunur.


🔹 Ödül Sistemi (Dopamin)

Beynimizde “ödül sistemi” adı verilen bir mekanizma bulunur.

Bu sistem özellikle şekerli ve yağlı yiyecekler karşısında dopamin salgılar — yani bizi iyi hissettiren kimyasalı.

Örneğin bir parça çikolata yediğimizde beynimiz geçici bir mutluluk yaşar. Ama bu his kısa sürdüğü için tekrar isteriz.

İşte bu yüzden çoğu zaman “bir parça daha” diyerek başladığımız şey, farkında olmadan bağımlılığa benzer bir döngüye dönüşür.



“Dopamin sistemi: Beyin, şekerli ve yağlı yiyecekleri ödül olarak algılar.”


🧬 Hormonlar


🔹 Stres Sistemi (HPA Ekseni)


Stres anında kortizol veya adrenalin seviyesi yükselir.

Kortizol, vücudu “enerji bul” moduna sokar. Bu nedenle kişi özellikle yüksek kalorili, yağ-şeker oranı yüksek yiyeceklere yönelir.

Adrenalini yükselen kişilerde ise tam tersi olur: iştah baskılanır.

Bu yüzden stres altında kimisi “fazla yerken”, kimisi “hiç yiyemez”.

Ayrıca insülin hormonu dalgalandığında (örneğin düzensiz beslenme, atlanan öğünler, uzun süre aç kalma), kan şekeri düşer ve beyin tekrar hızlı enerji ister — genellikle tatlı ya da karbonhidrat şeklinde.


Buna ek olarak serotonin ve endorfin gibi “iyi hissetme” hormonları da tatlı veya karbonhidratlı yiyeceklerle kısa süreli yükselir.

Yani stres, düşük enerji ve duygusal yorgunluk birleştiğinde, hormonal sistem adeta “bir şeyler ye, rahatla” der.


Stres altında kimisi “fazla yerken”, kimisi “hiç yiyemez”.



Duygusal yeme modeli kadın illustrasyonu

💭 Duygusal Düzenleme


Çocukluktan erişkinliğe geçerken bazılarımız duygularını ifade etmek ya da kontrol etmek yerine, yemeği bir yatıştırma aracı olarak kullanmayı öğrenir.

Bir çocuk için bu, belki bir avuç çikolata ile üzüntüsünü unutmaktır; ama aynı mekanizma erişkinlikte stresli bir günün sonunda abur-cuburla rahatlama döngüsüne dönüşebilir.


Beyinde “kontrol” bölgesi olarak bilinen prefrontal korteks, stres altında baskılanır.

Bu durumda kişi rasyonel düşünmekte zorlanır, “dur” demesi gereken yerde otomatik olarak elini yiyeceğe uzatır.


İşte bu yüzden o anlarda “kendimi durduramıyorum” hissi ortaya çıkar.

Aslında kontrolsüzlük değil, beynin bu davranışı refleks haline getirmiş olmasıdır.



Peki Neden Çocuklarda Az, Erişkinlerde Fazla Görülüyor?


Aslında çocuklar da zaman zaman “can sıkıntısından” yerler; fakat erişkinlikte bu davranış daha sistematik ve yerleşik hale gelir.


Bunun birkaç nedeni vardır:


1️⃣ Beyin Gelişimi

Çocuklukta dürtü kontrolü ve duygusal düzenleme sistemleri henüz gelişim aşamasındadır.

Ancak erişkinlikte artan stres, sorumluluklar ve sosyal baskılar bu mekanizmaları sürekli zorlar.

Yetişkin bir beyin, duygusal yükü yönetmekte zorlandığında eski öğrenilmiş yolları – yani yemeği – yeniden devreye sokar.


2️⃣ Öğrenilmiş Davranışlar

Çocukken “üzülünce çikolata”, “başarını kutlamak için dondurma” gibi davranışlar beynin ödül sistemine kaydolur.

Bu, zamanla stresle başa çıkmanın otomatik bir yolu haline gelir.

Böylece “yemek = rahatlama” bağlantısı bilinçaltında yerleşir.


3️⃣ Çevresel Etkenler

Çocuklar genellikle ebeveyn kontrolü altındayken, erişkinler için yiyeceğe erişim sınırsızdır.

Duygu + fırsat birleştiğinde, yeme döngüsünün tetiklenmesi kaçınılmaz olur.

Artık sadece açlık değil, duygusal boşluk da bu davranışı başlatabilir.



“Yemeği susturmak istiyorsan önce duygunu duymayı öğren.”


Her Duygu Aynı Yemeği Çağırmaz


Üstelik her duygu, farklı bir yiyecek türünü çağırabilir.

Kimi stresli olduğunda çikolataya sarılır, kimi öfkesini cipsle bastırır, kimi de yalnızlığını bir tabak makarnayla hafifletir.


Bu tesadüf değildir — çünkü her duygunun beyinde tetiklediği kimyasal süreç farklıdır, ve her biri “rahatlama” için farklı bir yola yönlendirir.


Duygu

Tipik Yiyecek Eğilimi

Neden

Stres / kaygı

Tatlı, çikolata, unlu gıdalar

Kortizol artışı dopamin arayışını tetikler. Beyin kısa süreli “iyi hissetme” peşindedir.

Öfke / huzursuzluk

Tuzlu, çıtır, baharatlı atıştırmalıklar

Gerilimi ağız ve çene hareketiyle boşaltma eğilimi. “Kırılma” hissiyle paralel bir tepki.

Üzüntü / yalnızlık

Tatlı ve yağlı “comfort food” (örneğin tatlılar, makarna, hamur işleri)

Serotonin artışıyla kısa süreli rahatlama sağlar, duygusal boşluğu doldurur.

Sıkılma / boşluk hissi

El oyalayan atıştırmalıklar (kuruyemiş, cips, mısır, bisküvi)

Dikkati dağıtma ve “yapacak bir şey” arayışı.

Yorgunluk / tükenmişlik

Karbonhidrat ağırlıklı yiyecekler (ekmek, makarna, tatlı)

Hızlı enerji arayışı; kan şekeri geçici yükselir ama ardından yeniden düşer.



Sonuç


Aç olmadığımız halde yemek, zayıf iradeden değil; beynin duygusal düzenleme ve ödül sistemlerinden kaynaklanır.


Bu dürtüyü hissettiğimizde kendimizi dinleyip, altında yatan nedeni anlamaya çalışmak döngüyü kırmayı çok daha kolay hale getirir.


O an kendinizi durdurmak her zaman mümkün olmayabilir.

Ama fark etmeye ve not almaya başladığınızda, duygularınızla yeme arasındaki bağlantıyı daha net görürsünüz.

Zamanla tekrarlama sıklığı azalır ve doğru yöntemlerle bu döngü tamamen sona erebilir.




Kaynakça

  1. Volkow ND et al., Neural mechanisms of food reward and addiction, PNAS, 2011.

  2. Tomiyama AJ et al., Stress and obesity: Evidence for the cortisol pathway, Obesity Reviews, 2011.

  3. Evers C et al., The psychology of comfort eating, Appetite, 2018.

  4. Taveras EM et al., Childhood emotional eating and its predictors, Scientific Reports, 2017.

  5. Jansen E et al., Parental feeding and emotional eating in children, Frontiers in Psychology, 2021.

  6. Macht M., How emotions affect eating: A five-way model, Appetite, 2008.

  7. van Strien T., Causes of emotional eating and its impact on eating behavior, Current Opinion in Psychology, 2020.

3 Yorum

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
Misafir
26 Eki
5 üzerinden 5 yıldız

Emeğine sağlık yine müthiş bir yazı olmuş 👏 👏 👏

Beğen

Bahar
26 Eki
5 üzerinden 5 yıldız

Müthiş farkındalık sağlayan bir yazı olmuş, elinize sağlık ♥️

Beğen
Uzm.Dyt.Burcu Üner
27 Eki
Şu kişiye cevap veriliyor:

Yerini bulduysa ne mutlu bana :)

Beğen
Featured Posts
Archive
Follow Me
  • Grey Facebook Icon
  • Grey Twitter Icon
  • Grey Instagram Icon
  • Grey Pinterest Icon
bottom of page